“Musa Eroğlu… Binlerce yıllık geleneklere sahip bir kültürü geçmişten devralan, bugün yaşatan ve geleceğe aktarma sorumluluğuyla düşünen, kafa yoran, çalışan ve dile getirip tele dökerek üreten duyarlı bir kültür ve sanat adamı…
Musa Eroğlu Dede Korkut gibi düşünüyor. O, Yunus Emre’nin diliyle konuşuyor. Köroğlu’nun Kır At’ının nal seslerini duyuyor, duyuruyor. Dadaloğlu’nun naralarını atıyor sessizce… Karacaoğlan’la birlikte Toroslardan elvan elvan çiçek deriyor. Hacı Bektaş-ı Velî’yle Horasan Erenleri’ne karışıyor. Mevlânâ’nın yanında sema dönüyor, Pir Sultan Abdal’la yan yana semah… Ercişli Emrah’la halk hikâyelerine karışıyor. Dünyayı Âşık Veysel’in kor gözleriyle, gönül gözüyle görüyor… Bir bakıyorsunuz Kul Himmet oluyor, bir bakıyorsunuz Edip Harabî; bir bakıyorsunuz Sefil Selimî oluyor, bir bakıyorsunuz Melulî. Yeter ki siz bakmasını bilin, baktıkça ondaki derinliği görüyorsunuz…
Musa Eroğlu’nun bağlamasının teknesi, yani gövde kısmı kültürümüzün derinliğini yansıtan bir ayna niteliğindedir. Sap kısmı yansıttığı kültürün bayrak direğidir. Tellerini sardığı 7 burgudan biri ilmin, biri felsefenin, biri ahlâkın, biri terbiyenin, biri sanatın, biri sevginin ve biri de saygının sembolüdür. Onun bağlamasında, tellerini gerdiği alt eşik tarihtir, geçmiştir; üst eşik ise gelecek. Bağlamasının telleri ise geçmişle gelecek arasına kurduğu çelik birer köprüdür. Tellerini okşayan tezenesi, tarih boyunca meczup gönüllerde açılmış aşk yaralarının kabuğudur. Musa Eroğlu, bağlamasını hiçbir zaman tek başına çalmaz. Onun bağlamasının her bir perdesinde, ozanların piri Korkut Ata’dan bugüne uzanan başka başka ozanların ruhu gizlidir. Musa Eroğlu sazına vurunca senfonik bir orkestra dinlermiş gibi olmamızın nedeni de tam olarak budur…
Türkü kültüründeki değişim süreci bağlamında doktora tez konumu oluşturan Musa Eroğlu’nu tanıdıkça ve araştırdıkça onu hakkıyla anlatmanın ne kadar zor olduğunu tekrar tekrar gördüm. Ancak şunu da gördüm ki; aslında Musa Eroğlu, özen ve özveriyle gerçekleştirdiği türkü eksenli kültür çalışmalarını, her fırsatta anlatma ve paylaşma çabası içinde. Zamansız Yağmur, onun bu çabasının en somut yansımalarından birini oluşturmaktadır. Hazırlanması sürecine yakından tanıklık ettiğim bu albüm, aslında; türkünün, geçmişten geleceğe uzanan gücünün ortaya konulduğu ölümsüz bir belge niteliğindedir. Altındaki Musa Eroğlu imzası ise bu belgeyi tartışılmaz hale getirmektedir…”
Albümdeki Eserler
Zamansız Yağmur
Söz & Müzik: Musa Eroğlu
Eğer Benim İle Gitmek İstersen
Söz & Müzik: Anonim
Böyle Söyle
Söz & Müzik: Hüseyin Aslan
Uykuların Kaçtı Mı
Söz: Karacaoğlan Müzik: Musa Eroğlu
Mapushane
Söz & Müzik: Anonim
Candan İleri
Söz: Karacaoğlan Müzik: Haydar Kutluer
Gül Koydum Gül Taşına
Söz & Müzik: Anonim
Mendil
Söz: Anonim Müzik: Musa Eroğlu
Yıldız Dağo
Söz: Pir Sultan Abdal Müzik: Musa Eroğlu
Güzel Dost
Söz & Müzik: Hüseyin Aslan
Nalın Dilber
Söz: Karacaoğlan Müzik: Musa Eroğlu
Bey Mail (Ağıt)
Barak Ağzı Gaziantep Yöresi
Beyin Oğlu Hangisidir
Söz: Dursun Ali Akınet Müzik: Musa Eroğlu
Gidelim Bizim Yaylaya
Söz & Müzik: Küçük Mustafa
0 yorum:
Yorum Gönder